İstanbul’un Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada’nın en yüksek tepesinde yer alan Aya Yorgi Kilisesi, adaya gelenler tarafından en çok tercih edilen mekânlardan birisi. Hem kilisenin tarihi hem muhteşem manzarası hem de doğasıyla yerli ve yabancı turistlerin görmeden dönmediği Aya Yorgi’ye tırmanmak da bir o kadar keyifli.
Büyükada’nın gökyüzüne en yakın olduğu yer
Manastırın ilk inşa tarihi kaynaklarda 1751 olarak geçiyor. Bu tarihte küçük kilise, dua yeri ve şapel olarak yapılan küçük yer eski kilise; çan kulesinin arkasında yer alan ve 1905 yılında inşa edilen taş kilise ise yeni kilise olarak biliniyor.
Aya Yorgi Manastırı'na tırmanmak, zirveye ulaştığınızda sizi bekleyen nefes kesen manzarayı görmek için harika bir fırsat sunuyor. Tarihî manastır, adanın en yüksek tepesi olan 200 metre yüksekliğindeki Yücetepe’de bulunuyor. Bu yüzden birçok kişi, doğa yürüyüşü yapmak ve muhteşem manzaranın tadını çıkarmak için bu rotayı tercih ediyor. Tırmanışa başlarken, Büyükada'nın güzellikleri sizi karşılayacak. Yemyeşil ağaçlar ve eşsiz bir deniz manzarası eşliğinde, tırmanışın zorluğunu unutacaksınız. Yol boyunca birçok molada dinlenebilir, harika fotoğraflar çekebilirsiniz.
Ziyaretçiler Aya Yorgi’de dilek diliyor
Aya Yorgi Kilisesi, Efes’teki Meryem Ana Evi ile beraber Türkiye’de yer alan, Hristiyanlıktaki hac noktalarından biri. Özellikle 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde kiliseye ziyaretçi akını yaşanıyor. Hristiyanlıkta önemli olan bu iki tarihte tepeye çıplak ayaklarla ve konuşmadan çıkmak gerektiğine dair bir inanç var. Bu şekilde kiliseye ulaştıktan sonra dilenen dileklerin gerçekleşeceğine inanılıyor ve bu ritüeli yapanlar yarı hacı sayılıyor. Eğer kalabalıktan rahatsızlık duymazsanız bu özel tarihlerde kiliseyi ziyaret etmenizi öneririz. Daha sakin bir etkinlik isterseniz bu tarihler dışındaki günler sizin için uygun olacaktır.
Aya Yorgi Kilisesi’nin ziyaret saatleri
Aya Yorgi Kilisesi her gün saat 10.00-16.00 arasında ziyaret edilebilmekte. Herhangi bir giriş ücreti olmayan kilisede pazar günleri ayin yapıldığı için turistik ziyaretçi kabul edilmiyor.
İster manastırın tarihini keşfetmek, ister nefes kesen manzarasının tadını çıkarmak isteyin, bu tırmanış rotası sizi bekliyor. Doğa yürüyüşü sevenler ve İstanbul'un güzelliklerini keşfetmek isteyenler için bu aktivite gerçekten de asla kaçırılmaması gereken bir fırsat!
Ayrıca kilisenin arka tarafında 360 derece manzaraya sahip, salaş bir açık hava restoranı da bulunuyor. Burada içeceğiniz bir kadeh şarap, tüm yorgunluğunuzu alacak ve yaşama sevincinizi tazeleyecek.