Topkapı Sarayı, Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’un fethinden sonra inşa ettirilmiş ve sonrasında gelen padişahlar tarafından ilaveler yaptırılarak bugünkü hâlini almıştır. Osmanlı Devleti’nin idaresi yaklaşık 400 yıl boyunca bu saraydan sürdürülmüş ve içerisinde bir dönem yaklaşık 4.500 kişi yaşamış.
Cumhuriyet’in İlk Müzesi
İstanbul’un tarihî yarımadasında, Fatih ilçesine bağlı Sarayburnu’nda, bütün ihtişamıyla bugün müze olarak gezilebilen Topkapı Sarayı, hanedan yeni yapılan Dolmabahçe Sarayı’na taşınana kadar Osmanlı Devleti’nde yönetim, ticaret ve sanatın merkezi olmuş. Sarayın müze olarak ziyarete açılması için ilk girişimler Sultan Abdülmecid tarafından yapılmış olsa da bu girişimler, döneminde sonuçsuz kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra Atatürk tarafından müzeye dönüştürülen saray, Türkiye’de cumhuriyetin ilk müzesi olma özelliğine sahip.
Yeşillikler Arasındaki Topkapı Sarayı’nın Bölümleri
İstanbul Boğazı ve Haliç arasında kalan Topkapı Sarayı, hem tarihî önemi sebebiyle hem de görsel açıdan İstanbul’un simge yapıları arasında şüphesiz. Barındırdığı kutsal emanetler, padişahlara ait eşyalar, kıyafetler, başlı başına bir turistik değer olan ünlü Kaşıkçı Elması bu saray müzesinde. Yemyeşil ağaçların arasından görenlere göz kırpan Saray, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret etmeden dönmediği yerlerden. Biraz, Ayasofya’nın da çok yakınında yer alan Topkapı Sarayı’nın bölümlerinden bahsedelim.
Saray’ın üç ana kapısı ve dört avlusu var. Ayasofya’nın arkasında yer alan Bâb-ı Hümâyûn ya da bir diğer isimle Saltanat Kapısı olarak anılan kapı, Fatih tarafından yaptırılan en büyük ana kapı. Bu kapıdan birinci avluya yani Alay Meydanı’na giriş yapılıyor. Bu meydan devlet görevlilerinin atla girebildiği tek meydanmış ve halk yalnızca belirli günlerde giriş yapabiliyormuş. Bugün türlü sanat etkinliklerinin de yapıldığı ve Osmanlı zamanında müze olarak da kullanılmış olan Aya İrini Kilisesi camiye dönüştürülmeyen ender Bizans kiliselerinden. Bu kilisenin de yer aldığı meydanda bugüne ulaşabilen darphane, fırın gibi yapılar biraz değişime uğramış.
Orta Kapı olarak da bilinen Bâbüsselâm yani Selam Kapısı, ikinci avlu olan Divan Meydanı’na açılıyor. Divan Meydanı aslında devletin yönetildiği, Kubbealtı’nda Divan-ı Hümâyûn’un kurulduğu yer. Divan-ı Hümâyûn’un hemen yanında Divan-ı Hümâyûn Hazinesi yer alıyor. Kubbealtı’nın yanında ise Harem Dairesi’nin girişi var. Has ahırlar da bu avluda bulunuyormuş.
Saray’daki üçüncü avlu Enderûn Avlusu olarak biliniyor. Padişaha ait arz odası, koğuşlar ve ocaklar bulunan avludaki en önemli yapılar arasında Has Oda var. Has Oda, kutsal emanetlerin getirilmesinden sonra daha çok Hırka-i Saâdet Dairesi adıyla anılmaktadır.
Dördüncü ve son avludaysa padişaha ait asma bahçeleriyle Bağdat, Revan ve Mecidiye Köşkleri yer alıyor. Bu avluya elçi ve devlet erkanı nadiren kabul edilirmiş. Burası, yemyeşil doğanın içinde Osmanlı klasik köşk mimarisini incelemek için biçilmiş kaftan!
Ziyaretçilere Kapalı Olan Günler
Topkapı Sarayı Müzesi; salı günleri, yılbaşı ve Ramazan ile Kurban Bayramlarının ilk günleri ziyaretçilere kapalıdır.
Topkapı Sarayı İletişim Bilgileri:
Telefon: 0 (212) 512 04 80
E-Posta: [email protected]
Adres: Cankurtaran Mah. Babı Hümayun Cad. No: 1 Sultanahmet/Fatih