Birçok gezgine göre Avrupa’nın en iyi plajı olan hatta 2006 yılında Alman Bild gazetesinin anketinde “dünyanın en güzel sahili” seçilen Ölüdeniz kıyıları bir sahil kasabasından daha fazlasını sunuyor. Burada, benzerine çok az yerde rastlanabilecek turkuaz-mavi bir lagünde yüzebilir, o esnada Babadağ’dan süzülerek aşağı inen yamaç paraşütçülerini izleyebilir, Akdeniz’in engin maviliğine bakan bir sahil barında içkinizi yudumlayabilir ve cennetten yeryüzüne düşmüş bir coğrafya olan Ölüdeniz’i görmüş şanslı insanlar arasına isminizi yazdırabilirsiniz.
Ölüdeniz ile Fethiye ilçe merkezi arasında çam ağaçlarıyla kaplı 14 kilometrelik bir yol bulunuyor. Yolun sonunda Akdeniz’in maviliği ve Belcekız Koyu sizi karşılıyor. Yaklaşık 4 km uzunluğunda bir sahili olan Belcekız koyu; Ölüdeniz Lagünü, Kumburnu ve Belcekız Plajı’nı içine alan büyükçe bir koy. Kafanız karışmasın, lagün ve plajlar ayrı ayrı yerlerde değil, hepsi yan yana. Karadan koya baktığınızda solda Belcekız Plajı, sağda ise Kumburnu yer alıyor. Lagün ise plajdan içeride kalan, turkuaz bir göle benzeyen ve Kumburnu’ndan Akdeniz’e bağlanan bir doğa harikası.
Ölüdeniz adı lagünden geliyor
Kumburnu ile kara arasında yer alan lagün öylesine sakin, dalgasız ve kıpırtısız ki, görenler ona Ölüdeniz adını vermiş. Hatta bölgenin genel adı da Ölüdeniz olarak kabul görmüş. (Aşağıdaki satırlarda yer alan Belcekız ve Ölüdeniz efsanesinde ismin kaynağına dair farklı bir versiyon okuyabilirsiniz.) Lagünün dibinde yosun bile bulunmuyor ve beyaz incecik kumla kaplı zemin, lagüne turkuaz rengi veriyor. Girintili çıkıntılı sahil şeridinin büyük kısmı çam ağaçlarıyla kaplı. Ağaçların suya düşen yansıması, tablo tadında manzaralar ortaya çıkarıyor.
Lagün de yüzmek başka bir keyif
Lagünde denize girmek mümkün, su hemen yanı başındaki açık denize göre daha sıcak. Lagünde yüzmek için Kumburnu Tabiat Parkı’na giriş yapmak gerekiyor. Giriş ücretli, ayrıca şezlong ve şemsiye de almak gerekiyor. Araçla gelmek isteyenler için bir otopark da bulunuyor. Ayrıca lagünün iç kıyılarında da beach clublar mevcut ve bu club’lardan da denize girebilir ve güzel bir gün geçirebilirsiniz. Bu doğa harikasında can sıkan tek şey, kumlu tüm kıyıların şezlonglarla ve işletmelerle dolmuş olması. Buna rağmen lagündeki su daima temiz. Lagünün içinde tatlı su kaynakları bulunduğu söyleniyor. Bu nedenle su daha az tuzlu ve bu tuz farkından dolayı açık deniz ile lagün arasında sürekli sirkülasyon mevcut.
Belcekız Plajı
Kumburnu’nun sol tarafında kalan uzun ve geniş plaj ise Belcekız Plajı. Plaj ücretsiz ancak kıyıdaki kafelerin ve otellerin şezlong ve şemsiyelerini yerleştirdiği bölümler bulunuyor. Eğer bu şezlonglardan kiralamak istemezseniz, herhangi bir bedel ödemeden kendi yaygılarınızla özgürce güneşlenebilir ve deniz keyfi yapabilirisiniz. Plaj ince kumlu değil, çakıllı. Deniz ise çabuk derinleşiyor ve biraz dalgalı ancak her zaman temiz. Sabahları plajın orta bölümünden
Kelebekler Vadisi,
Kabak Koyu gibi yerlere tur düzenleyen gezi tekneleri hareket ediyor, akşamüstleri de bu tekneler dönüş yapıyor. Bunların dışındaki saatlerde 4 km’lik nefis kıyı şeridi panoramik manzarasıyla insanı büyülüyor.
Belcekız ve Ölüdeniz efsanesi
Ölüdeniz, sakin ve güvenli bir sığınak olduğu için tarih boyunca denizcilerin uğrak noktası olmuş. Büyük gemiler açıkta demirler, küçük sandallarla lagüne giren denizciler buradan içme suyu alırlarmış. Bir gün yaşlı bir kaptanın oğlu, sandalla lagüne girmiş, kıyıdaki çeşme başında su fıçılarını doldururken Belcekız’ı görmüş. İkisi de birbirine o an abayı yakmış. Ancak delikanlı hep denize açılmak zorunda olduğu için sürekli çeşme başında buluşur, aceleyle hasret giderirlermiş. Bir gün delikanlı ve babasının gemisi açık denizde fırtınaya yakalanmış. Delikanlı, dalgasız olduğu için rotayı Ölüdeniz’e çevirmiş, babası ise lagünün girişindeki kayalıklardan korkmuş ve oğlunun Belcekız’ı özlediği için bunu istediğini sanmış. Aralarındaki tartışma alevlenmiş ve gemi lagünün girişine ilerlerken kayalıklardan kaçınmaya çalışan babanın kürek darbesiyle delikanlı denize düşmüş ve dalgaların arasında kaybolmuş. Hâlbuki lagüne girmeye sadece birkaç metre mesafe kalmış ve baba gemiyi durgun sulara sokmayı başarmış. Sevdiğinin öldüğünü duyan kız kendini kayalıklardan aşağıya atmış. Onun öldüğü yere Belcekız, delikanlının öldüğü yere de Ölüdeniz denilmiş.
Ölüdeniz birçok aktivitenin merkezi
Ölüdeniz ve çevresi çok sayıda etkinlik için uygun. Su sporları ve dalış için çok sayıda seçenek mevcut. Ayrıca rafting, trekking, yamaç paraşütü, cip ve atv safari imkanları da bulunuyor. Terkedilmiş bir Rum kasabası olan Kayaköy, Aziz Nikola’nın yaşadığına inanılan Gemiler Adası (Aya Nikola Adası), Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu keşfedilmeyi bekleyen yerlerden sadece birkaçı.
Ölüdeniz ve çevresindeki koyları kalabalıktan uzakta keşfetmek isteyenler için yat kiralamak da mümkün. Zaten Ölüdeniz ve çevresinin tadını en çok çıkaranlar da yatta gezenler ve konaklayanlar diyebiliriz.
Ölüdeniz’in sembolü: Yamaç paraşütçüleri
Belcekız Plajı ya da Kumburnu’nda denize girmenin en sıra dışı yanlarından biri de yamaç paraşütçülerini izlemek. Ölüdeniz’in sırtını yasladığı 1969 metre yüksekliğindeki Babadağ, üç farklı yükseklikteki pistiyle dünyanın en ideal yamaç paraşütü merkezlerinden biri olarak kabul ediliyor ve her yıl binlerce turist ve sporcu yaz-kış bu sporu burada yapıyor. Gökyüzünde kelebekler gibi süzülen paraşütçüler, denize girdiğiniz ve güneşlendiğiniz kumsala iniş yapıyor. Onları izlemek, havadaki akrobatik manevralarına tanık olmak gerecekten sıra dışı bir keyif. Adrenalin seviyorsanız siz de atlayış yapabilir, Ölüdeniz ve Belcekız Koyu’nu gökyüzünden görme imkânını yakalayabilirsiniz. Sahilde bulunan çok sayıda yamaç paraşütü acentesi size yardımcı olacaktır.
Ölüdeniz’in en güzel sezonu ise Eylül ve Ekim ayları çünkü kalabalık azalmış, hava sıcaklığı normal değerlere düşmüş oluyor. Üstelik Ekim ayında düzenlenen Uluslararası Fethiye Ölüdeniz Hava Oyunları nedeniyle gökyüzü her zamankinden daha fazla paraşütçüyle doluyor.
Gece hayatı çok canlı
Adı Ölüdeniz olsa da bu küçük sahilde hayat son derece canlı. Kıyıdan içeride kalan küçük yerleşim bölgesinde her bütçeye uygun oteller ve pansiyonlar mevcut. Ayrıca çok sayıda restoran, kafe ve bar bulunuyor, özellikle akşamüstleri ve gece keyifli ve eğlenceli saatler başlıyor. Hepsi birer maceracı olan yamaç paraşütçüleri de geceleri buralarda vakit geçiriyor. Ortamdaki güzel enerjiyi tahmin edebilirsiniz. Ayrıca Fethiye ile Ölüdeniz sahili arasında kalan Hisarönü ve Ovacık isimli beldeler de konaklama ve eğlence için son derece uygun. Çünkü Ölüdeniz sahilindeki otellerin kapasitesi gelen tüm turistler için yeterli değil. Hisarönü ve Ovacık aslında iç içe girmiş durumda ve sahile sadece 4 km uzaklıkta. Buradaki otel, pansiyon veya kampinglerde de gece konaklayabilir, dj ve dans performansları sunan gece kulüpleri, neon aydınlatmalı barlar, farklı mutfaklara sahip restoranlarda eğlenebilir, gündüzleri ise sadece 10 dakika mesafedeki Ölüdeniz sahiline dolmuşlar ile ulaşabilirsiniz. Üstelik Ovacık -Hisarönü deniz seviyesinden yüksekte olduğu için sahile göre daha serin ve havadar.
Ölüdeniz’e ulaşım
Ölüdeniz’in bağlı olduğu Fethiye ilçesine diğer şehirlerden karayolu ile ulaşım mümkün. Kendi aracınızla ya da tüm şehirlerden düzenlenen otobüs seferleriyle ilçeye ulaşabilirsiniz. Havayolu seyahati içinse, Dalaman Havalimanı Fethiye’ye sadece 45 dakika uzaklıkta. Ölüdeniz özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında oldukça kalabalık oluyor. Hatta Ölüdeniz sahiline inen karayolu, sahilde yeterli otopark alanı olmaması nedeniyle sık sık tıkanıyor. Bu nedenle, Fethiye’den ve Hisarönü/Ovacık’tan kalkan dolmuşlar ile deniz kıyısına gelmek daha uygun.