18. yüzyılda inşa edilen ve 1970’lere kadar “yıkılmadım ayaktayım” dercesine çalışmaya devam eden Bodrum yel değirmenleri, mimarileri, tarihleri ve sundukları görsel şölen ile Bodrum’un sembollerinden biridir.
Bodrum yel değirmenleri, Bodrum merkez ile Gümbet arasındaki tepelerde ve Yalıkavak’taki sahil şeridi üzerinde bulunmakta. Bodrum, yılın her mevsimi rüzgar aldığı için bu bölgede rüzgar gücünden faydalanmak son derece mantıklı. Bu özelliği Bodrum’un yerli halkı 18. yüzyılda fark ederek değirmenleri inşa etmiş ve 1970’li yıllara kadar un öğütmek hatta bazı dönemlerde toprağın derinlerinden rüzgar gücüyle su çıkarmak için kullanmıştır.
Don Kişot’un savaştığı yel değirmenleri gibi
Bodrum'daki yel değirmenlerinin kökenleri oldukça eski tarihlere dayanmaktadır. İlk yel değirmenlerinin, MS. 644 yılında İran-Afganistan sınırındaki Seistan bölgesinde görüldüğü bilinmektedir. Ardından MS. 750-850 yıllarında Çin'de pirinç tarlalarının sulanmasında kullanılmışlardır. Yel değirmenleri daha sonra batıda geliştirilerek yatay eksenli bir konuma getirilmiştir. Akdeniz yöresinde ise Bodrum’daki örnekler gibi kule tipi yel değirmenleri inşa edilmiş ve kullanılmıştır. Nitekim dünyanın en ünlü roman kahramanları arasında yer alan İspanyol asilzade Mançalı Don Kişot’un savaştığı yel değirmenleri de Bodrum’daki değirmenlerin bir benzeridir.
Akdeniz’e özgü mimari
Bodrum yel değirmenleri, Akdeniz bölgesinde yaygın olan kule tipi yel değirmenlerinin bir örneğidir. Bu değirmenler kesme veya moloz taştan inşa edilmiştir. Silindirik gövdeli, ahşap konik çatılı ve genellikle beyaz badanalıdır. Ancak bazı değirmenlerin ana duvarları boyanmadan, olduğu gibi taş gövdesiyle bırakılmıştır. Değirmenlerin mimari yapısı oldukça etkileyicidir. İçeriye yuvarlak kemerli basit bir kapıdan girilirken, duvarlardaki mazgal pencereler sayesinde içerisi doğal ışıkla aydınlatılmıştır. Ayrıca, içeride ahşap katlar oluşturulmuş ve zemine değirmen taşı ile buğdayı öğüten mekanizmalar yerleştirilmiştir. Bazı örneklerde ise değirmenin yanında veya içerisinde un depoları da bulunmaktadır.
Bodrum ve çevresini bu değirmenler beslermiş
Bodrum yel değirmenlerinde rüzgârın sert olduğu günlerde öğütülen buğdayın miktarı 2 tonu bulurmuş. Elde edilen un ise eşeklere yüklenir, bir kısmı çevre köylere dağıtılır, bir kısmı da Bodrum Limanı’na götürülür hem un olarak çevre merkezlere ve karşı adalar gönderilir hem de ekmek yapılarak limana yanaşan gemilerin ihtiyaçları karşılanırmış.
Gümbet değirmenleri
Bodrum’un simgesi değirmenlerin 7 tanesi Bodrum merkeziyle Gümbet arasında kalan tepe üzerinde bulunuyor. Bodrum merkezden veya Gümbet’ten minibüs veya taksi ile ulaşım çok kolay. Ayrıca yürüyüş için de uzak bir mesafede sayılmazlar. İster Bodrum sahilinden ister Gümbet sahilinden nefis manzaralar eşliğinde kısa bir yürüyüşle değirmenlerin bulunduğu tepeye ulaşabilirsiniz. Herhangi bir giriş ücreti söz konusu değil ama değirmenlerin içine giremezsiniz. Çevresinde fotoğraf çekebilir, Bodrum ve Gümbet koylarının güzelliklerini yukarıdan izleyebilirsiniz.
Yalıkavak değirmenleri
Benzer şekilde Yalıkavak’taki değirmenlerin de çoğu sahile yakın, manzaraya hakim tepeler üzerinde. Hatta bu değirmenlerinden biri Yalıkavak Sahili’nde yer alıyor. 1859’da inşa edilmiş olan bu değirmen ve çevresi 2005 yılında restore edilerek keyifli bir meydana dönüştürülmüş. Restore edilen bir diğer yel değirmeni de Bodrum Yalıkavak yolu üzerinde bulunuyor. Manzaralı bir restorana dönüştürülen bu değirmen, sunduğu kahvaltılar ve özel lezzetler sayesinde ziyaretçilerle dolup dolup taşıyor.
Bodrum yel değirmenleri, tarihi ve kültürel bir miras olmasının yanında, muhteşem manzaralara da sahip. Değirmenlerden Bodrum Kalesi, Gümbet Koyu, Yalıkavak Marina ve Ege Denizi’nin engin maviliklerini görebilirsiniz. Özellikle gün batımında burada fotoğraf çekmek ve benzersiz kareler yakalamak ayrı bir keyif. Üstelik doğa yürüyüşü, trekking ve bisiklet turları yapmak için muhteşem bir fırsat.
Tarihi ve doğal güzellikleri ile sizi büyüleyecek olan bu değirmenleri mutlaka ziyaret edin.